17 Mart 2009 Salı

NE BULDUĞUNUZU VE NEREDE BULDUĞUNUZU KAYDEDİN

Bu konuyla ilgili Information Research 'de bir araştırma var. Bilgi ihtiyacını karşılamada internette bulununan bilgilere eriştikten sonra daha sonra tekrar ihtiyaç duyduklarında ne gibi davranışların gerçekleştirildiği araştırılmış. Makale 2004 yılında yayımlanmış tam metin erişim mümkün, linki aşağıda

Information behaviour that keeps found things found

Teşekkürler.
:)

10 Mart 2009 Salı

ÖZ YAZIMI VE ETİK KONULAR

Öz yazımı ve makale yazım teknikleri ile ilgili olarak ULAKBİM'in düzenlediği seminerlerde özellikle tıp ve sağlık bilimleri alanında çalışmalar var. 2006 yılında çıkmış Hasan Işın DENER ve Aytaç YILDIZELİ'nin hazılardığı bir bildiriye aşağıdaki linkten PDF olarak erişmek mümkün.

ÖZ YAZMA SÜREÇ VE İLKELERİ

Aşırma, intihal, çalma gibi konuların yanı sıra bilimsel yayınlarda bir de taraf tutma ve ön yargı konuları mevcut bu durumla ilgili olarak yine ULAKBİM tarafından 2008 yılında düzenlenen Sağlık Bilimlerinde süreli yayıncılık sempozyumunda bir bildiri var. PDF olarak tam metnine erişim mümkün.
Bildiri Metni:

Hamdi Akan - BİLİMSEL YAYINLARDA TARAF TUTMA

ders sonrası notu

Merhaba:
Ders sonrasında APA ya da MLA stiline göre nasıl metin içi atıf yapılır, nasıl kaynakça düzenlenir gibi sorulara cevap vermediğimi farkettim. Ama sanırım zaten çoğunuz örneklere bakarak bunu çıkarabilirsiniz. http://www.apastyle.org/ ya da www.mla.org adreslerindeki örneklere bakablirsiniz.

Dersin sonunda söz telif haklarına ve bilgi ekonomisine geldi. İlgilenenlere birkaç "pointer": Derste sözünü ettiğim deniz fenerleri ile ilgili örnek Coase teoremi olarak da biliniyor. Economist'te yayımlanan 2 sayfalık güzel bir makale vardı ama e-kopyasını bulamadım ("Of bees and lighthouses" The Economist February 23, 1991, s. 72-73.) Konuyla ilgili kısa bir değerlendirme için bkz. http://www2.sims.berkeley.edu/courses/is231/f02/bees_lighthouses.htm (yazıda satılık deniz fenerlerinin listesini veren bir link var).

Ali'nin sözünü ettiği asimetrik bilgi teorisiyle Nobel Ödülü alan Stiglitz'in yazıları ve onunla birlikte çalışma yapan gruptan Akerlof'un yazdığı "Limon Pazarı" makalesi ("limon" burada "kötü mal" anlamına kullanılıyor) bilgi ekonomisi açısından önemli. Akerlof'un makalesini yıllar önce okumuştum. Ekonomik teoriyi anlamasam da kullanılmış araba örneğini hala hatırlıyorum. Konuyla ilgili wikipedia makalesi için bkz. http://en.wikipedia.org/wiki/The_Market_for_Lemons.

Bu konuda Nobel alanlarla ilgili Paul Krugman'ın kısa ama matrak bir yazısı için bkz. http://www.pkarchive.org/column/101401.html

Kolay gelsin.

3 Mart 2009 Salı

bir sosyal deney:)

Soğuk bir Ocak sabahı, bir adam Washington DC'de bir metro istasyonunda, kemanla 45 dakika boyunca altı Bach eseri çalar. Bu süre içinde, çoğu işe yetişme telaşındaki yaklaşık bin kişi kemancının önünden geçip, gider. Kemancı çalmaya başladıktan ancak üç dakika kadar sonra, ilk kez orta yaşlı bir adam kemancıyı fark edip, yavaşlar ve birkaç saniye sonra da gitmek zorunda olduğu yere yetişmek üzere yine hızla yoluna devam eder.Kemancı ilk "bir" dolar bahşişini bundan bir dakika kadar sonra alır. Bir kadın yürümesine ara vermeksizin parayı kemancının önüne koyduğu kaba atarak, hızla geçer, gider. Birkaç dakika sonra, bir başka adam duraklayıp eğilerek dinlemeye başlar, ancak saatine göz attığında, işe geç kalmamak için acele ettiğini belirten ifadelerle hızla yoluna devam eder.En fazla dikkatle duran ise üç yaşlarında bir oğlan çocuğu olur. Annesinin çekiştirmelerine rağmen, çocuk önünde durur ve dikkatle kemancıya bakar. En sonunda annesi daha hızlı, çekiştirerek çocuğu yürümeye zorlar. Oğlan arkasına dönüp dönüp kemancıya bakarak, çaresizce annesinin peşinden gider. Buna benzer şekilde birkaç çocuk daha olur ve hepsi de anne, babaları tarafından yürümeye devam için zorlanarak, uzaklaştırılırlar. Çaldığı 45 dakika boyunca kemancının önünde sadece 6 kişi, çok kısa bir süre durur. 20 kişi duraklamadan, yürümeye devam ederek, para verir. Kemancı çaldığı süre içinde 32 dolar toplar. Çalmayı bitirdiğinde ise sessizlik hakim olur ve kimse onun durduğunu fark etmez, alkışlamaz. Hiç kimse onun dünyanın en iyi kemancısı Joshua Bell olduğunu ve elindeki 3,5 milyon dolarlık kemanla, yazılmış en karmaşık eserleri çaldığını anlamaz. Oysa Joshua Bell'in metrodaki bu mini konserinden iki gün önce Boston'da verdiği konser biletleri ortalama 100 dolara satılmıştı... Bu gerçek bir hikayedir ve Joshua Bell'in öylesine bir kılıkla metroda keman çalması, Washington Post gazetesi tarafından algılama, keyif alma ve öncelikler üzerine yapılan bir sosyal deney gereği kurgulanmıştır. Sorgulanan şeyler; sıradan bir yerde, uygunsuz bir saatte güzelliği algılayabiliyor muyuz? Durup ondan keyif alıyor muyuz? Beklenmedik bir ortamda, bir yeteneği tanıyabiliyor muyuz? İdi...Bu deneyden çıkarılacak kıssadan hisse ise, dünyanın en iyi müzisyeni, dünyadaki en iyi müziği çalarken, önünde durup, dinleyecek bir dakikamız dahi yoksa, başka neleri kaçırıyoruz acaba? )

2 Mart 2009 Pazartesi

www.ktunnel.com -----Milgram Experiment (Derren Brown)
Etik mi? Değil mi?